Esas hedef Erdoğan’ın bizzat kendisi: Hasar tespit raporu-2

26.12.2013 Vatan
Lire en Français

Cuma günü çıkan Cemaat-hükümet savaşındaki ilk hasar tespit raporunda ( Cemaat-hükümet savaşı: Hasar tespit raporu-1 ) hükümetin ağır yaralı, buna karşılık Cemaat’in sapasağlam ayakta olduğu sonucuna varmıştım. O günden bu yana çok şey yaşandı, ama iki temel aktörün durumları pek değişmemiş gibi: hükümetin yaraları daha da ağırlaşırken, Cemaat herhangi bir yara almamış gibi görünüyor.
Bu görüntünün doğru olup olmadığını tartışmak için öncelikle geçen süre zarfında neler yaşandığına hızla göz atmak iyi olacak.
 
Hükümet hâlâ savunmada
 
1)  Başbakan Erdoğan, yolsuzluk operasyonunda adı geçen bakanlardan üçünün istifasını bir hafta bekletti. Herhalde istifaları hemen devreye sokmasının karşı tarafa açık bir üstünlük sağlayacağını düşünmüş olmalı. Ayrıca, başka isimleri ilgilendiren yeni dosyaların açıklanmasını engellemek istemiş de olabilir.

2)  Bu stratejinin normal şartlarda işlemesi beklenebilirdi. Fakat, belli ki rüşvetle suçlanmaktan rahatsız olan Erdoğan Bayraktar’ın "O zaman Başbakan da istifa etmeli" açıklaması bütün planları bozmaya yetti.

3)  Gerek hükümet, gerekse onun kontrolündeki medya, geçen süre zarfında da yolsuzluk iddialarını etkisizleştirebilecek elle tutulur bir argüman geliştiremediler. Ne "dış bağlantı", ne de "siyaseti itibarsızlaştırma" suçlamalarının böylesine büyük bir soruşturmanın ağırlığını hafifletmesinin mümkün olmadığını açıkça gördük.

4)  Hükümetin, soruşturmayı yürütenlerin büyük bölümünü alelacele görevden almasının; yeni soruşturmaların açılmasını zorlaştıracak düzenlemelere gitmesinin bir yerden sonra pek işe yaramadığı dün net bir şekilde belli oldu. Valilik  ve emniyet, savcının yeni bir soruşturma kapsamında verdiği gözaltı talimatına direnerek cumhuriyet tarihinde pek görmediğimiz türden bir krizin yaşanmasına neden oldu. Bu yazı yazılırken kriz tırmanarak sürüyor, soruşturmanın konusu ve kimleri kapsadığına dair ayrıntılı bilgiler sosyal medyada hızla yayılıyordu. Ki aile fertlerinin de bu dosya kapsamında zikredilmesi esas hedefin Başbakan’ın bizzat kendisi olduğunu düşündürüyordu.

5)  Tıpkı Gezi sürecinde olduğu gibi, Erdoğan’ın "ne yapıp edip aleyhine olan durumu lehine çevirdiği" yolunda analizlerle karşılaşıyoruz. Bunlar dün yanlıştı, bugün daha fazla yanlış. Hükümetin bir hafta boyunca son derece kötü bir kriz yönetimi sergilediğini söyleyebiliriz.
 
Cemaat hâlâ saldırıyor
 
Dünkü yeni soruşturma (girişimi), Cemaat’in hükümete karşı epey bir malzeme istiflemiş olduğunun yeni bir kanıtı. Ellerinin altında buna benzer başka dosyaların da bulunduğu muhakkak. Hükümet soruşturma açılmasını engellese bile bunları (sosyal) medya üzerinden kolaylıkla dolaşıma sokabileceklerdir.
Ne var ki şu anki bariz avantajlı durum Cemaat’in önünün sonuna kadar açık olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü:

1)  Artık Cemaat’in "siyasetüstü" olma iddiasının hiçbir anlamı kalmadı. Sürekli konuşan, Başbakan’la polemiğe giren Fethullah Gülen de bir din adamından çok siyasetçi profili çizmeye başladı. Eğer Cemaat hızla bir siyasi harekete dönüşmeye yönelmezse siyasetle bu kadar haşır neşir olmanın faturası ağır olacaktır.

2)  İster "beddua" diyelim, isterse “lanetleşme” anlamına gelen “mübahele”, Gülen’in 20 Aralık’ta yaptığı konuşmanın, onun ve Cemaat’in imajında ciddi yaralar açtığını düşünüyorum. Nitekim Erdoğan halka hitap ederken bu konuşmayı alabildiğine kullanıyor.

3)  AKP'nin yerine açık bir şekilde herhangi bir alternatif göstermemesi de Cemaat’in özellikle İslami kesimle arasının iyice açılmasına, dolayısıyla yalnızlaşmasına yol açıyor.
 
Savaş şiddetlenecek
 
Bütün bunların ötesinde hükümet, bazı görevden almalar dışında Cemaat’e herhangi bir şekilde doğrudan cevap vermedi. Bunun böyle süreceğini sanmıyorum. Bugünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısının son derece kritik olduğunu, burada alınacak kararlar ışığında Cemaat’e yönelik olarak, sadece hükümet değil aynı zamanda bir "devlet stratejisi"nin startının verilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu düşünüyorum.
Kısacası değil barış, ateşkesin bile en ufak bir işareti gözükmüyor. Tersine savaşın alabildiğine şiddetleneceği anlaşılıyor. Ve gelinen aşamada bu savaş her iki taraf için de bir "varkalma mücadelesi" halini almış durumda.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 Cemaat-hükümet savaşı: Hasar tespit raporu-1 20.12.2013
2 Esas hedef Erdoğan’ın bizzat kendisi: Hasar tespit raporu-2 26.12.2013
3 Gülen sustu sulh havası hakim oldu: Hasar tespit raporu-3 29.12.2013
4 Cemaat için zor günler başladı: Hasar tespit raporu-4 10.01.2014
5 Cemaat ve hükümet nihai kapışmayı erteliyor: Hasar tespit raporu-5 20.02.2014
6 Cemaat ile hükümet barışabilir mi? Hasar tespit raporu-6 27.03.2014
7 Hasar tespit raporu 7: Savaş bitti ve Cemaat kayıp mı etti? 21.04.2014
8 Hasar tespit raporu-8 Cemaat ağır yaralı 17.12.2014
9 Hasar tespit raporu-9 Cemaat’e karşı “başkomutan” Erdoğan 18.12.2014
10 Hasar tespit raporu-10: İktidar savaşı bitti, Cemaat'i tasfiye süreci başladı 11.11.2015
11 Hasar tespit raporu 11: Sivil kanadı sivil olmayan kanada kalkan olunca Cemaat topyekûn kaybetmeye başladı 20.12.2015
12 Erdoğan-Gülen savaşı - hasar tespit raporu - 12 02.06.2016
13 Gülen ve cemaati için yolun sonu mu? Hasar tespit raporu 13 28.07.2016

Son makaleler (10)
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
18.12.2024 Transatlantik: Trump Erdoğan’ı neden övdü? PYD/YPG’nin geleceği Golani’nin zor sınavı
17.12.2024 Mehmet Altan ile Türkiye’nin gidişâtı (4): Suriye’nin geleceği - CHP’li belediyelere haciz
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
12.12.2024 Bahçeli’nin İmralı hamlesine seçmen nasıl bakıyor? Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
10.12.2024 Transatlantik: Suriye’yi nasıl bir gelecek bekliyor?
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı